14 Ekim 2015 Çarşamba

Fransa'ya Gidiyoruz Tamam da Ya İnsanlık?


Türkiye'nin, dünkü unutulmaz gece sonunda EURO 2016 biletini almasını tekrar anlatmanın gereği yok aslında. Klasik tabirle; filmini yapsak fazla abartılı bulunup yerden yere vurulabilirdik. Uzun süredir böyle bir sevince hasret kalmışken İzlanda maçının öncesindeki saygı duruşunda yaşananlar bazı ilkeleri arattırdı.

Ankara Katliamı'nda hayatını kaybedenler için yapılan saygı duruşu esnasında tribünlerde önce bağırışmalar, sonra sloganlar ve en sonunda da ıslıklarla bulanan bir gürültü tufanı yaşandı. Yiten canlar için yapılması gereken tek şey sessizce beklemekti. Onların anıları için bunu bile yapamadık.

Son yıllarda, yaşanan acıları, ölümleri ayırır ve seçer olduk. Bunun üstüne bir de büyük olaylara rağmen hayatlarımıza aynı hızda devam etmemiz, bir bakıma acıları kanıksamamız çok tehlikeli bir boyuta ulaştı. Resmi "yas" boyunca insanlar yine düğünlerine gitti, kornalı konvoyları ilerletti, birbirlerine espriler yapıp güldü. Gerçekten üzücü. "Ateş düştüğü yeri yakar" gibisinden bir hadise değil bu. Ülkenin başkentinde, başkentin de ortasında yaşanan vahim dram bizleri biraz olsun yavaşlatmalıydı. Bunlar olmadı. Üstüne insanlık dışı muhabbetler sardı dört yanımızı, 9 yaşındaki Veysel'i unutarak...

Dün yaşananlar da saha içinde takım olan bir ekibin yanında bizim seyirciler olarak bir takım olamayışımızı gözler önüne serdi. Acilen bir erdem tamiratına gitmemiz şart.

Bunlara bir de karşılaşmayı yayınlayan kanalın reklam sevdasını da eklemek gerek. Milli Takım'ın maç sonu sevincine televizyon önündeki izleyiciler eşlik edemedi. Acı komedi. Nereden tutulsa oradan kopuyoruz.

Yani medyadan tribüne büyük bir silkinme şart.

Avrupa'ya yakınız, tipik Avrupalı değiliz; Asya'ya yakınız, tipik Asyalı değiliz, Orta Doğu civarındayız ama Orta Doğulu sayılmayız. Bizi biz yapan düsturları unutmayalım. Acıyı da sevinci de sımsıkı yaşayalım. Zor değil. Bunları yapamadıktan sonra nice turnuva bizim olmuş kaç yazar!

Ölümlerin, acıların ayrılmadığı ve "yarıştırılmadığı" bir Türkiye... İşte bunu sağlarsak bütün turnuvalar hatta kupalar bizim olur o zaman. Hepimizin.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder