31 Aralık 2019 Salı

Yeni yıl, yenilik


2010'ların ortası itibarıyla girdiğim blog alemine biraz geç kalmış olabilirim. Özellikle bu yıl kişisel yoğunluklar ve futboldaki hızlı gelişmelerden dolayı oyun üzerine etraflıca, içimden gelerek düşünüp yazamadım. Üstelik buralardaki kavga dövüş de cabası. Bu zor yılın ardından yeni yıl ve yeni bir on yıllık dönemde blog üzerinde daha düzenli paylaşımlar yapmayı planladığım bir program düşündüm. Detaylarını yarın anlatırım diye düşünüyorum. Bu durgun yılı artık arkada bırakmanın zamanı. Herkese mutlu ve sağlıklı seneler. Futbol adına da daha güzel hadiselerin yaşanacağı bir devrin başlangıç senesi olur umarım. #2020

30 Aralık 2019 Pazartesi

Değişmeyen vefasızlıklar...


Ünal Hoca'nın Trabzonspor'dan ayrılışı bana bir kez daha iyi insanların, temiz kalplilerin sanki bu oyunda yerinin olmadığını hatırlattı. Hamza Hocam'ın Galatasaray'dan koparılış akşamı aklıma düştü. Büyük bir sızı gerçekten. Trabzonsporlular'a sabır gerek. Söylenecek çok şey olup da bunları söylemenin çok da anlamsız kaldığı anlar...

Fotoğraf: Forma Kültür-Instagram
https://www.instagram.com/p/B6qmu1egJBQ/

22 Aralık 2019 Pazar

Kıpkırmızı dünya!


2019 FIFA Kulüpler Dünya Kupası'nda gülen taraf Liverpool oldu. Final maçında Güney Amerika şampiyonu Flamengo'yu normal süresi golsüz biten maçta Roberto Firmino'nun 99. dakikadaki golüyle 1-0 yenen Avupa Şampiyonu Kırmızılar bu organizasyonda tarihinin ilk zaferini elde etti. 2005'te de final oynayıp bir başka Brezilya ekibi Sao Paulo'ya kaybeden İngiliz ekibi bu kez güldü. Öte yandan iki ekip 1981'de Kıtalararası Kupa oynamış ve 3-0 kazanan Flamengo olmuştu.

15 Ağustos 2019 Perşembe

İstanbul kırmızısı


UEFA Süper Kupa'da penaltılarla birlikte Chelsea'yi 7-6 mağlup eden Liverpool şampiyonluğa uzandı. Beşiktaş Park'ın ev sahipliğini yaptığı ve normal süresi 1-1, uzatmaları 2-2 biten mücadelede seri penaltı vuruşları ile kazanan Kırmızılar tarihindeki dördüncü UEFA Süper Kupa zaferini elde etti. 14 sene önce yine İstanbul'da ve yine penaltılar sonucunda Şampiyonlar Ligi kupasını kaldıran Liverpool bu şehirde bir kez daha sevinen tarafta yer almayı başardı böylece. Mücadeleyi yöneten Fransız hakem Stéphanie Frappart da UEFA'nın bir erkekler finalinde düdük çalan ilk kadın hakem olarak tarihe Türkiye'de geçmiş oldu.

7 Temmuz 2019 Pazar

Zirvede her şey normal


2019 FIFA Kadınlar Dünya Kupası'nda Hollanda'yı 2-0 yenen ABD şampiyon oldu. Üst üste ikinci, tarihindeki dördüncü zaferini elde eden Amerika'ya zaferi getiren golleri 61. dakikada Megan Rapinoe ve 66. dakikada Rose Lavelle kaydetti. Maçın ilk golünü atan Rapinoe, turnuvayı 6 gol ve 3 asistle tamamlayıp aynı istatistiklere sahip olan takım arkadaşı Alex Morgan'dan daha az süre aldığı için Altın Top ve Altın Ayakkabı ödüllerini kazanarak turnuvaya damgasını vurdu. 2017'de ulaştığı Avrupa şampiyonluğunu Dünya Kupası finaliyle taçlandıran Hollanda'da ise kaleci Sari van Veenendaal Altın Eldiven ödülüne layık görüldü.

10 Haziran 2019 Pazartesi

Açılış Portekiz'den


Bu sezon ilk kez düzenlenen UEFA Uluslar Ligi'nde şampiyonluk Portekiz'e gitti. A Ligi'nde grubunu lider bitirdikten sonra son 4'e kalan ve ev sahipliği yaptığı final etabında Portekiz, yarı finalde İsviçre'yi 3-1 yendikten sonra final maçında da Hollanda'yı 1-0 mağlup ederek organizasyonun ilk şampiyonu olarak tarihe geçti. Kupayı getiren golü 60. dakikada Gonçalo Guedes kaydetti. EURO 2016'da Avrupa'nın zirvesine çıkan Portekiz böylece tarihindeki ikinci uluslararası turnuva başarısına ulaştı.

5 Haziran 2019 Çarşamba

Tuttuğum takımların 2018-19 sezonu z raporu


Heyecanı bol bir sezonu geride bıraktık. 2018-19 dönemi zaferlerin arttığı ve Avrupa kupalarına katılım biletlerin fazlalaştığı bir sezon oldu benim için. 9 takımımdan 8'i önümüzdeki sezon UEFA organizasyonlarında boy gösterecek ki bu "mahallem" için büyük bir başarı. Galatasaray'ın her şeye karşı kazandığı çifte zafer, Liverpool'un tarihi lig sezonuna rağmen yine şampiyonluğu alamaması fakat sezonu dev kupayla kapatması, Arsenal Tula'nın tarihinde ilk kez Avrupa'ya gidecek olması, Mlada Boleslav'ın sıkıntılı başlayan sezonu Avrupa Ligi biletini alarak noktalaması ve tabi Valencia'nın Barça'yı devirerek kupa hasretini dindirmesi öne çıkanlar arasında. Detayları için buyurun efendim:

Galatasaray (Türkiye)

Spor Toto Süper Lig'de Galatasaray, 20 galibiyet, 9 beraberlik ve 5 yenilgi ile 69 puan elde etti ve üst üste ikinci, tarihindeki 22. şampiyonluğu kazandı. Özellikle maruz kaldığı birçok haksızlığa ve kulüp içindeki karmaşaya rağmen Fatih Terim'in birleştirici gücü ve onun inancı sayesinde Medipol Başakşehir'in bir ara 8 puana çıkan farkına rağmen geri dönmeyi başardı.

Ziraat Türkiye Kupası'na 5. Tur'dan start alan Cimbom, sırasıyla Keçiörengücü, Boluspor, Hatayspor ve Evkur Yeni Malatyaspor'u geçerek finale kaldı. Son şampiyon Akhisarspor'u da 3-1 yenerek tarihindeki 18. şampiyonluğu alan Aslanlar çifte sevinçle bitirmiş oldu böylece.

UEFA Şampiyonlar Ligi'nde Lokomotiv Moskova, Porto ve Schalke 04 ile birlikte D Grubu'nda yer alan Galatasaray birer galibiyet ve beraberliğin yanında 4 yenilgi alarak 4 puanla üçüncü oldu ve UEFA Avrupa Ligi'ne geçti. Burada da Son 32 Turu'nda Benfica'ya evinde 2-1 mağlup olduktan sonra deplasmanda 0-0 berabere kalarak elendi.

Sezon başındaki TFF Süper Kupa mücadelesinde normal süresi ve uzatmaları 1-1 biten maçta Akhisarspor'a penaltılarla 6-5 mağlup oldu.

Liverpool (İngiltere)

Premier League'de 30 galibiyet, 7 beraberlik ve 1 yenilginin getirdiği 97 puan bizi şampiyon yaptı!... Demek isterdim ne yazık ki ama bu muhteşem sezonu 98 puanlı City'nin arkasında ikinci olarak tamamladık. Yaklaştık fakat o sene bu sene değilmiş.

Lig Kupası'nda 3. Tur'da Chelsea'ye 2-1 yenilerek elendi. FA Cup'ta da yine 3. Tur karşılaşmasında Wolves'a 2-1 kaybederek veda etti.

UEFA Şampiyonlar Ligi yolculuğuna C Grubu'nda PSG, Napoli ve Kızılyıldız'ın olduğu güçlü bir yerde başlayan Liverpool, 3'er galibiyet ve yenilgi sonunda 9 puan ve averajla ikinciliği alarak tur atlamayı başardı. Sırasıyla Bayern, Porto ve Barcelona'yı eleyen Kırmızılar üst üste ikinci finaline kaldı. Özellikle yarı finaldeki 3-0'dan 4-0'a çevrilen yarı final eşleşmesi unutulmazlara arasına girdi. Finalde de kupanın flaş ekiplerinden Tottenham'ı 2-0 yenmeyi başardı ve tarihindeki 6. kupasına ulaştı böylece.

Valencia (İspanya)

La Liga'da sıkıntılı bir başlangıç yapsa da ikinci yarı ile çok iyi toparlanan Valencia, 15 galibiyet, 16 beraberlik ve 7 mağlubiyet ile 61 puan toplayarak dördüncü oldu ve yine UEFA Şampiyonlar Ligi vizesini aldı.

Kral Kupası'na Son 32'den başlayan Yarasalar Ebro, Gijon, Getafe ve Real Betis'i eleyerek finale yükselmeyi başardı. Finalde ise rakip Barcelona'ydı. 2-1 kazanan Valencia büyük bir zaferle bu sezonu noktaladı ve yıllar süren kupa hasretini dindirdi. Bu başarı Valencia'nın tarihindeki 8. Kral Kupası zaferi oldu.

Avrupa'da ise uzun soluklu bir macera vardı. Önce UEFA Şampiyonlar Ligi'nde Juventus, Manchester United ve Young Boys ile H Grubu'nda mücadele eden Valencia 2'şer galibiyet, beraberlik ve yenilgi neticesinde 8 puanla üçüncü oldu ve UEFA Avrupa Ligi'ne geçti. Burada Son 32 itibarıyla mücadele etmeye başladı ve sırasıyla Celtic, Krasnodar ve Villarreal'i eleyerek yarı finale kadar geldi. Bu turda ise Arsenal'a deplasmanda 3-1, evinde 4-2 mağlup olarak elendi.

Juventus (İtalya)

Cristiano Ronaldo'nun siftah sezonunda genel tablo açısından beklentilerin uzağında kaldı Juve. Ligde sorun yoktu. 28 galibiyet, 6 beraberlik ve 4 yenilgi neticesinde 90 puanla üst üste sekizinci, toplamdaki 35. zaferini elde etti.

İtalya Kupası'nda Son 16'da başladığı serüvende Bologna'yı elemesine karşın, çeyrek finalde Atalanta'ya 3-0 yenilince veda etmiş oldu.

16 Ocak'ta oynanan Süper Kupa maçında ise Milan'ı 1-0 mağlup ederek 8. kez mutlu sona ulaştı.

UEFA Şampiyonlar Ligi'nde Valencia'nın da yer aldığı H Grubu'nda 4 galibiyet ve 2 yenilgi ile 12 puanla zirvede yer aldı ve turladı. Son 16'da Atletico'yu 2-0'lık yenilgi ile tamamlanan ilk maç sonunda içeride 3-0 yenerek çeyrek finale yükselmeyi başardı. Ancak burada kupanın sürprizi Ajax karşısında elendi. İlk maçta deplasmandan 1-1'le dönmeyi başarmasına karşın evinde 2-1 yenildi.

Lyon (Fransa)

Ligue 1'de 21 galibiyet, 9 beraberlik ve 8 yenilgi sonucunda 72 puanla üçüncü olan Lyon, Chelsea'nin UEFA Avrupa Ligi şampiyonluğu sonucu ön eleme oynamadan direkt olarak UEFA Şampiyonlar Ligi biletini elde etmiş oldu.

Lig Kupası'na Son 16'dan dahil olan Lyon, Amiens'i elemesine karşın çeyrek finalde kupayı kazanacak olan Strasbourg'a yenilerek veda etti.

Fransa Kupası'nda ise Son 64'ten başladı. Bourges, Amiens, Guingamp ve Caen'i eledi. Yarı finalde şampiyonluğa uzanacak olan Rennes'e 3-2 yenilerek elendi.

UEFA Şampiyonlar Ligi'nde Manchester City, Şahtar Donetsk ve Hoffenheim'lı F Grubu'nda 1 galibiyet ve 5 beraberlik ile 8 puan toplayıp tur atladı. Son 16'da Barcelona ile içeride 0-0 berabere kalmasına rağmen deplasmanda 5-1 yenilince defteri kapatmış oldu.

Mlada Boleslav (Çek Cumhuriyeti)

Çek Ligi'nde bu sezon format değişikliği oldu. İlk önce 30 haftalık normal sezon oynandı. İlk 6 sıradaki takımlar şampiyonluk grubunda mücadele etti. Son 6 takım ise düşme grubunda yer aldı. 7-10 sıralarındaki 4 takım ise UEFA Avrupa Ligi play-off'ları oynadı. Mlada Boleslav 11 galibiyet, 9 beraberlik ve 10 yenilgi ile 42 puan ve averajla 7. oldu. Ardından play-off'larda önce Teplice'yi sonra da Zlin'i çift maçlı eşleşmelerde geçti. Şampiyonluk grubunun 5.'si Banik Ostrava ile oynanan final maçını 1-0 kazanınca UEFA Avrupa Ligi bileti gelmiş oldu.

Çek Kupası'nda ise 3. turda Prevysov'u 2-1'le elemesine karşın, 4. turda Chrudim'e 2-0 yenilerek elendi.

Arsenal Tula (Rusya)

Rusya Premier Ligi'nde geçen yılki derecesini geliştiren Arsenal Tula, 12 galibiyet, 10 beraberlik ve 8 mağlubiyet sonunda 46 puanla 6. sırayı elde ederek tarihinin en iyi performansına imza attı. Rusya Kupası'nı kazanan Lokomotiv Moskova'nın Şampiyonlar Ligi vizesi alması nedeniyle Tula, yeni sezonda UEFA Avrupa Ligi'ne katılma hakkını elde etti. Geçen sezon 1 puanla kaçan Avrupa macerasına bu kez kavuşmuş olduk.

Rusya Kupası'nda da iyi bir Tula vardı. Son 16 itibarıyla yer aldığı organizasyonda Arsenal sırasıyla Sakhalin, Akhmat Grozny ve Orenburg'u eledi. Yarı finalde Ural'a deplasmanda 1-0 yenildikten sonra rakibiyle evinde 2-2 berabere kalınca veda etmiş oldu.

Freiburg (Almanya)

Freiburg için yine pek de iyi olmayan bir sezon geride kaldı. Bundesliga'da 8 galibiyet, 12 beraberlik ve 14 yenilgi elde eden siyah beyazlı ekip 36 puanla 13. sırada kaldı. İşin ilginci geçen sezon da bu sayılarla aynı sonuca ulaşmıştı takım. Bu sefer 15.'lik yerine 2 sıra yukarıda bitirmiş oldu.

Almanya Kupası'nın ilk turunda Energie Cottbus'u penaltılarla eleyen ekip, ikinci turda Holstein Kiel'e 2-1 yenilerek elendi.

Stjarnan (İzlanda)

İzlanda futbolunun tek yıla yayıldığını hatırlatalım. Dolayısıyla 2019 sezonu yeni başladı. Stjarnan 2018'de 11 galibiyet, 7 beraberlik ve 4 yenilgi neticesinde 40 puanla 3. sırayı elde etti ligde.

Kupada Fylkir, Throttur Rey, Thor ve FH'yi eleyip finale ulaşan Stjarnan, Breidablik'i penaltılarla 4-1 yenerek şampiyonluğa uzandı ve bu sayede UEFA Avrupa Ligi katılım hakkını elde etti.

Lig Kupası'nda grubunu 4 galibiyet ve 1 yenilgi ile 12 puan toplayarak lider bitirdikten sonra yarı finalde Valur'a 3-1 kaybetti.

Bu arada sezon öncesi hazırlık turnuvası olan Fótbolti.net Turnuvası'nda da şampiyonluğu elde ettiğini hatırlatalım.

Bir önceki yılda elde ettiği lig ikinciliği nedeniyle UEFA Avrupa Ligi'ne de katılan Stjarnan, 1. Ön Eleme Turu'nda Estonya'nın Nomme Kalju takımını 3-0 ve 0-1'lik sonuçlarla eledi. 2. Ön Eleme Turu'nda ise güçlü Kopenhag karşısında ilk maçı 2-0, rövanşı da 5-0 kaybederek veda etti.

----------Bilanço----------

2 lig şampiyonluğu: Galatasaray ve Juventus.
3 kupa şampiyonluğu: Galatasaray, Valencia ve Stjarnan.
1 süper kupa şampiyonluğu: Juventus.
1 Avrupa kupası: Liverpool (Şampiyonlar Ligi).

Müzeye 7 kupa girdi.

----------Avrupa Kupaları Katılımı----------

UEFA Şampiyonlar Ligi: Galatasaray, Liverpool, Valencia, Juventus ve Lyon.
UEFA Avrupa Ligi: Mlada Boleslav, Arsenal Tula ve Stjarnan.
UEFA Süper Kupa: Liverpool.

Spor Toto Süper Lig Lefter Küçükandonyadis Sezonu istatistikleri


1. Galatasaray 69
2. Medipol Başakşehir 67
3. Beşiktaş 65
4. Trabzonspor 63
5. Evkur Yeni Malatyaspor 47
6. Fenerbahçe 46
7. Antalyaspor 45
8. Atiker Konyaspor 44
9. Aytemiz Alanyaspor 44
10. İstikbal Mobilya Kayserispor 41
11. Çaykur Rizespor 41
12. Demir Grup Sivasspor 41
13. Ankaragücü 40
14. Kasımpaşa 39
15. Göztepe 38
16. Bursaspor 37
17. Büyükşehir Belediye Erzurumspor 35
18. Akhisarspor 27

Galatasaray üst üste ikinci, toplamdaki 22. şampiyonluğunu elde etti. Aslanlar Gruplar'dan ve Medipol Başakşehir Üçüncü Ön Eleme Turu'ndan itibaren UEFA Şampiyonlar Ligi'nde yer alacak. Ziraat Türkiye Kupası'nı da Galatasaray'ın kazanmasından ötürü Beşiktaş Gruplar'dan, Trabzonspor Üçüncü Ön Eleme Turu'ndan ve Evkur Yeni Malatyaspor İkinci Ön Eleme Turu'ndan itibaren UEFA Avrupa Ligi'nde mücadele edecek.

Bursaspor, Büyükşehir Belediye Erzurumspor ve Akhisarspor Spor Toto 1. Lig'e düştü.

Ligin ikinci yarısında büyük maçlar:
BS 1 - 1 FB
GS 3 - 1 TS
BJK 2 - 0 BS
BJK 3 - 3 FB
BS 2 - 3 GS
FB 1 - 1 GS
BS 0 - 1 TS
FB 1 - 1 TS
GS 2 - 0 BJK
TS 2 - 1 BJK

--------------------------------------------Sezon İstatistikleri-------------------------------------

1- En iyiler

En çok puan toplayan takım: Galatasaray (69)
En çok galibiyet alan takım: Galatasaray (20)
En az mağlubiyet alan takım: Galatasaray, Medipol Başakşehir (5)
En çok gol atan takım: Galatasaray, Beşiktaş (72)
En az gol yiyen takım: Medipol Başakşehir (22)
En iyi averaja sahip takım: Galatasaray (36)

Kendi evinde en çok puan toplayan takım: Galatasaray (43)
Kendi evinde en çok galibiyet alan takım: Galatasaray (13)
Kendi evinde en az mağlubiyet alan takım: Galatasaray (0)
Kendi evinde en çok gol atan takım: Galatasaray (47)
Kendi evinde en az gol yiyen takım: Medipol Başakşehir (11)
Kendi evinde en iyi averaja sahip takım: Galatasaray (35)

Deplasmanda en çok puan toplayan takım: Medipol Başakşehir (32)
Deplasmanda en çok galibiyet alan takım: Medipol Başakşehir (9)
Deplasmanda en az mağlubiyet alan takım: Medipol Başakşehir (3)
Deplasmanda en çok gol atan takım: Beşiktaş (35)
Deplasmanda en az gol yiyen takım: Medipol Başakşehir (11)
Deplasmanda en iyi averaja sahip takım: Medipol Başakşehir (11)

En çok gol atan futbolcu: Galatasaray'dan Mbaye Diagne (30)
En çok asist yapan futbolcu: Medipol Başakşehir'den Edin Vişça (14)
Maç başına en çok şut çeken futbolcu: Aytemiz Alanyaspor'dan Papiss Cisse (3,3)
Maç başına en çok isabetli şut çeken futbolcu: Aytemiz Alanyaspor'dan Papiss Cisse; Beşiktaş'tan Burak Yılmaz (1,7)
En yüksek pas başarı yüzdesine sahip futbolcu: Beşiktaş'tan Atiba Hutchinson (90,8)
Maç başına en çok top kapan futbolcu: Trabzonspor'dan Ogenyi Onazi (2,3)
Maç başına en çok hava topu kazanan futbolcu: Ankaragücü'nden Dever Orgill (6,9)

Maç başına en çok gol atan takım: Galatasaray, Beşiktaş (2,1)
Maç başına en çok şut çeken takım: Trabzonspor (12,2)
Maç başına en çok isabetli şut çeken takım: Trabzonspor (5,7)
Maç başına en yüksek topa sahip olma yüzdesine sahip takım: Galatasaray, Medipol Başakşehir (58)
Maç başına en çok başarılı pas yapan takım: Medipol Başakşehir (447)
En yüksek pas başarı yüzdesine sahip takım: Medipol Başakşehir (83,2)
Maç başına en çok korner kullanan takım: Beşiktaş (6,4)
Maç başına en yüksek ikili mücadele kazanma yüzdesine sahip takım: Galatasaray (52,6)
En yüksek hava topu başarı yüzdesine sahip takım: Galatasaray (54,1)

En çok forma giyen futbolcu (maç): Aytemiz Alanyaspor'dan Efecan Karaca; Büyükşehir Belediye Erzurumspor'dan Leo Schwechlen; Çaykur Rizespor'dan Vedat Muriç, Gökhan Akkan; Kasımpaşa'dan Trezeguet; Medipol Başakşehir'den Mert Günok, Edin Vişça (34) (maksimum)

En çok forma giyen futbolcu (dakika): Büyükşehir Belediye Erzurumspor'dan Leo Schwechlen (3060) (maksimum)

---

2- En çok/en az beraberlik

En çok berabere kalan takım: Atiker Konyaspor (17)
En az berabere kalan takım: Göztepe (5)

Kendi evinde en çok berabere kalan takım: Atiker Konyaspor, Bursaspor (8)
Kendi evinde en az berabere kalan takım: Trabzonspor (2)

Deplasmanda en çok berabere kalan takım: Atiker Konyaspor (9)
Deplasmanda en az berabere kalan takım: Antalyaspor (1)

---

3- En kötüler

En az puan toplayan takım: Akhisarspor (27)
En az galibiyet alan takım: Akhisarspor (6)
En çok mağlubiyet alan takım: Akhisarspor (19)
En az gol atan takım: Bursaspor (28)
En çok gol yiyen takım: Kasımpaşa (62)
En kötü averaja sahip takım: Akhisarspor (-21)

Kendi evinde en az puan toplayan takım: Akhisarspor (18)
Kendi evinde en az galibiyet alan takım: Bursaspor, Akhisarspor (4)
Kendi evinde en çok mağlubiyet alan takım: Büyükşehir Belediye Erzurumspor (8)
Kendi evinde en az gol atan takım: Bursaspor (14)
Kendi evinde en çok gol yiyen takım: Kasımpaşa (27)
Kendi evinde en kötü averaja sahip takım: Akhisarspor (-5)

Deplasmanda en az puan toplayan takım: Akhisarspor (9)
Deplasmanda en az galibiyet alan takım: Büyükşehir Belediye Erzurumspor, Akhisarspor (2)
Deplasmanda en çok mağlubiyet alan takım: Göztepe, Akhisarspor (12)
Deplasmanda en az gol atan takım: Akhisarspor (12)
Deplasmanda en çok gol yiyen takım: Demir Grup Sivasspor (36)
Deplasmanda en kötü averaja sahip takım: Antalyaspor, Aytemiz Alanyaspor, Akhisarspor (-16)

---

4- En çok/en az kırmızı ve sarı kart

En çok kırmızı kart gören takım: Evkur Yeni Malatyaspor, Fenerbahçe (9)
En az kırmızı kart gören takım: Medipol Başakşehir, Trabzonspor (0)

En çok kırmızı kart gören futbolcu: Antalyaspor'dan Charles; Aytemiz Alanyaspor'dan Isaac Sackey; Çaykur Rizespor'dan Braian Samudio; Demir Grup Sivasspor'dan Douglas; Evkur Yeni Malatyaspor'dan Mustafa Akbaş; Fenerbahçe'den Roberto Soldado; Göztepe'den Kadu; İstikbal Mobilya Kayserispor'dan Tiago Lopes (2)

En çok kırmızı kart çıkan hafta: 10. Hafta, 11. Hafta, 34. Hafta (5)
En az kırmızı kart çıkan hafta: 3. Hafta, 18. Hafta, 25. Hafta (0)

En çok sarı kart gören takım: Atiker Konyaspor (87)
En az sarı kart gören takım: Demir Grup Sivasspor (61)

En çok sarı kart gören futbolcu: Bursaspor'dan Aytaç Kara (12)

En çok sarı kart çıkan hafta: 31. Hafta (55)
En az sarı kart çıkan hafta: 34. Hafta (22)

---

5- Hakemler

En çok maç yöneten hakem: Cüneyt Çakır (25)
En az maç yöneten hakem: Ali Şansalan, Bahattin Şimşek, Tugay Kaan Numanoğlu (2)
En çok kırmızı kart gösteren hakem: Fırat Aydınus (10)
En az kırmızı kart gösteren hakem: Bahattin Şimşek, Koray Gençerler, Serkan Tokat, Tugay Kaan Numanoğlu (0)
En çok sarı kart gösteren hakem: Ali Palabıyık (117)
En az sarı kart gösteren hakem: Bahattin Şimşek (4)
Yönettiği maçlarda en çok ev sahibi galibiyeti çıkan hakem: Halil Umut Meler (12)
Yönettiği maçlarda en az ev sahibi galibiyeti çıkan hakem: Ali Şansalan, Bahattin Şimşek, Tugay Kaan Numanoğlu (0)
Yönettiği maçlarda en çok beraberlik çıkan hakem: Fırat Aydınus, Mete Kalkavan (8)
Yönettiği maçlarda en az beraberlik çıkan hakem: Serkan Tokat (0)
Yönettiği maçlarda en çok deplasman galibiyeti çıkan hakem: Cüneyt Çakır (10)
Yönettiği maçlarda en az deplasman galibiyeti çıkan hakem: Abdulkadir Bitigen, Bahattin Şimşek, Serkan Tokat, Zorbay Küçük (0)

---

6- Gol istatistikleri
Toplam gol: 821
Gol ortalaması: 2,68

En çok gol olan dakika: 90. Dakika (53)
En az gol olan dakika: 90+3. Dakika, 90+4. Dakika (1)

Tiplerine göre:
Ayak: 557
Kafa: 157
Kendi kalesine: 23
Penaltı: 84

Ayakla en çok gol atan takım: Beşiktaş (49)
Kafayla en çok gol atan takım: Beşiktaş (15)
Kendi kalesine gol ile en çok gol bulan takım: Beşiktaş (3)
Penaltıyla en çok gol atan takım: Galatasaray (8)

Ayakla en az gol atan takım: Bursaspor (17)
Kafayla en az gol atan takım: Akhisarspor, Atiker Konyaspor (3)
Kendi kalesine ile en az gol bulan takım: Aytemiz Alanyaspor, Demir Grup Sivasspor, Galatasaray, Medipol Başakşehir (0)
Penaltıyla en az gol atan takım: Bursaspor (2)

En çok gol olan hafta: 32. Hafta (32) / 3,55 ortalama
En az gol olan hafta: 9. Hafta (14) / 1,55 ortalama

---

7- Oyuncu değişiklikleri

En çok oyuncu değiştiren takım: Beşiktaş, Evkur Yeni Malatyaspor, Göztepe, Medipol Başakşehir (102) (maksimum)
En az oyuncu değiştiren takım: Trabzonspor (91)

---

Kaynaklar: ttf.org, tr.beinsports.com, mackolik.com

4 Haziran 2019 Salı

İhtiyat


https://medyanotu.com/ihtiyat/

UEFA Şampiyonlar Ligi final maçında Tottenham Hotspur’u 2-0 yenen Liverpool tarihindeki 6. zaferini elde etti. Maçın beklentilerin altında kalması çoğu futbolseveri üzse de bu durumu mazur görmemiz gereken bazı noktalar vardı.

Birincisi maçın evvelinde yer alıyor. En temel etken final öncesine gelmeden tanık olduğumuz tarihi maçlar, unutulmaz eşleşmelerdi. Seviye öyle bir noktaya çıkmıştı ki iki takım için de sezonun bu son maçında ve üstelik ucunda Avrupa’nın dev kupasının olduğu kapışmada yeni çılgınlıklara gerek yoktu. Taktiksel açıdan istediklerini sahaya yansıtabilen takım mutlu sona ulaşacaktı. Maçın diğer şanssızlığı ise çok erken bir golün bulunmasıydı. Henüz 20 saniyede çıkan penaltı kararını 2. dakikada gole çevirmeyi başaran Salah ile Liverpool topu rakibine bıraktı ve tamamen disiplinli bir şekilde sabretmeye koyuldu. Eğer 15-20 dakikalık sürede 0-0 oyununu izleyebilseydik şüphesiz ki daha aksiyonu bol bir mücadeleye tanık olabilirdik.

Moura sürprizi

Liverpool’un bu anlayışına karşı Tottenham da elle tutulur bir cevap veremeyince ilk yarı birçok kişi tarafından haklı biçimde yerin dibine gömüldü. Yarı final rövanşında Ajax karşısında hat-trick yaparak final biletini getiren Lucas Moura’nın Pochettino tarafından yedek başlatılması da bir hayli konuşuldu. 66. dakikada oyuna girdikten sonra Spurs’un canlanması ‘ilk 11’de olmalıydı’ yorumlarının iyice artmasına neden oldu. Menajer Mauricio Pochettino ise kararlarından pişman olmadığını belirtti maç sonunda: "Asıl sorun sizin bir tarihi drama yaratıyor olmanız. Bu bir drama değildi. Bu Harry Kane'in, Son'un ya da Moura'nın oynamasıyla ilgili değildi. Bunlar önemli ya da önemsiz şeyler. Bunlar bir karardı. Tabii ki Harry Kane 1 aylık sakatlıktan sonra oyunu sorunsuz bitirdi. Diğer oyuncular gibi o da gol atamadı. Bu üzerinde durulması gereken bir nokta değil. Kararlarımın analizler sonucunda alındığına yemin edebilirim. Bundan dolayı pişman değilim."

Oh be Alisson varmış!

Maçında son diliminde Tottenham, ataklarını sıklaştırırken devreye giren isim Liverpool’un Brezilyalı eldiveni Alisson’du. Geçen yıl finalde Karius krizini yaşayan Kırmızılar, bir kaleciye gerekirse 75 milyon da verilebileceğini huzurla kanıtlamış oldu. Ligin ikinci yarısında form düşüklüğü yaşamasına karşın Alisson elindeki bu 90 dakikalık fırsatı iyi değerlendirerek kendisine güvenenleri mahcup etmedi ve manevi anlamda ödülünü de birçoklarınca maçın oyuncusu gösterilerek aldı.


Klopp’un siftahı

Artık bir final daha kaybetmek istemeyen Liverpool’un menajeri Jürgen Klopp da İngiliz ekibindeki siftahını da bu dev kupayla gerçekleştirmeyi başardı. Günümüzün acımasız dünyasında ‘loser’ etiketinin bu sefer üzerine yapıştırılmasına razı olmayan Klopp, ihtiyatlı ve disiplinden kopmayan anlayışını sahadaki ekibiyle iyi bir şekilde yansıtarak sonuca gitti. Belki böyle olmasını istemezdi ama yaşadığımız futbol ortamı bunu ona zorladı. Bu sezon kritik golleri ile az ama öz atan Origi ikinci golü kaydettiğinde Klopp da derin bir nefes çekti.

Unutulmaz sezonu unutulmaya yüz tutabilecek bir maçla kapattık Şampiyonlar Ligi’nde. Uğruna mücadele edilen şey artık sadece kupa değil. Para ödülleri katlandıkça, sosyal medyanın baskısı arttıkça tedbirli finalleri görmeye devam edeceğiz şüphesiz. Bunu Liverpool geçen yıl öğrenmişti zaten. Dolayısıyla en çok da onlar biliyor…

2 Haziran 2019 Pazar

Geçen yıl olmaz bu sene olur...


UEFA Şampiyonlar Ligi'nde mutlu son Liverpool'un! Finalde aynı ülkeden Tottenham Hotspur'u 2-0'la geçen Kırmızılar üst üste ikinci kez final oynadığı bu dev organizasyonda tarihinin 6. zaferine ulaştı. 14 yıllık hasreti bitiren goller 2. dakikada penaltı ile Muhammed Salah ve 87. dakikada Divock Origi'den geldi. Unutulmaz maçlara sahne olan sezonda kapanış sınavı beklentilerin altında kalsa da Liverpool kariyerinin siftahını bu dev kupa ile gerçekleştiren Alman menajer Jürgen Klopp'un öğrencileri maç disiplinine sadık kalarak sonuca gitmeyi başardı. 2005'te İstanbul'da unutulmaz bir destanla beşinci zaferini elde eden Liverpool bu kez Chelsea ile UEFA Süper Kupa mücadelesi için 14 Ağustos'ta Boğaz'a gelecek.

30 Mayıs 2019 Perşembe

Bakü'den İstanbul'a...


UEFA Avrupa Ligi'nde şampiyon Chelsea! Azerbaycan'ın başkenti Bakü'deki Londra derbisinde Arsenal'ı 4-1 mağlup eden Maviler, 2013'ün ardından tarihindeki 2. şampiyonluğunu elde etti. Chelsea'nin zafer golleri 49. dakikada Olivier Giroud, 60. dakikada Pedro ve ilki penaltıdan olmak üzere 65 ile 72. dakikalarda Eden Hazard'dan geldi. 2000'de Galatasaray'a kaybettikten sonra ikinci kez yine final hüsranı yaşayan Arsenal'ın teselli sayısını 69. dakikada Alex Iwobi kaydetti. Chelsea bu sonuçla 14 Ağustos'ta Beşiktaş'ta oynanacak olan UEFA Süper Kupa maçının biletini de kapmış oldu.

18 Mayıs 2019 Cumartesi

Değişmeyenler...


UEFA Kadınlar Şampiyonlar Ligi'nde üst üste dördüncü, toplamda 6. kez şampiyon Lyon oldu. Tarihinde ilk kez final oynayan Barcelona karşısında 4-1 kazanan Fransız ekibinin gollerini 5. dakikada Dzsenifer Marozsan, 14, 19 ve 30. dakikalarda Ada Hegerberg kaydetti. Hat-trick yapan Norveçli Hegerberg, finalde 3 gol atan ilk futbolcu olarak tarihe geçti. İspanya'nın kupa tarihindeki ilk finalisti olan Barcelona'nın tek golünü ise 89. dakikada Asisat Oshoala attı.

9 Mayıs 2019 Perşembe

UEFA Şampiyonlar Ligi vazgeçmeyenler sezonu



"İnsan olmak yetmez yetmiyor zaten
Süpermen Süpermen olmak lazım bazen"

Ülkemizin içinde bulunduğu atmosferin armağanı olarak her şey çok güzel olacak sloganı şu günlerde dillerde. Bu söze vurgu yapılarak zaman zaman Mahsar Alanson ve Cem Yılmaz’ın oynadığı 1998 yapımı aynı isimli sinema filminden de sahneler paylaşılıyor. Salı ve çarşamba geceleri Şampiyonlar Ligi’nde tanık olduğumuz iki tarihi geri dönüş, o filmin müzikleri arasında yer alan Alanson’un Bir Zamanlar Fırtınalar Estirirdim şarkısındaki sözleri hatırlattı bana. Gerçekten de insan olmanın yetmediği ve ancak Süpermen’lerin oynayabileceği iki büyük maç.

Anfield’da 2005 ruhu

Salı günkü randevuda Liverpool için birçok olumsuz faktör üst üste gelmişti. Firmino ve Salah’ın sakatlığı hücumdaki iki önemli eksikti. Bir de malum 3-0’lık skor dezavantajı söz konusuydu. Barcelona gibi bir takıma karşı yemeden 4 gol atacak olmanın zorluğu açıktı. Ancak Liverpool bunu başardı! Göreve geldiği günden beri henüz bir kupa kazanamamış olsa da Alman menajer Jürgen Klopp’un Kırmızılar için bazı şeyleri değiştirdiği belirgin bir biçimde hissediliyor. Elindeki kadrodan ve o kadroyu bir araya getiren isimleri aynı inanç potasında buluşturma yeteneği İngiliz ekibinin uzun yıllardır aradığı meziyetler arasındaydı. 2005’te Benitez’in öğrencileri İstanbul masalını yazdıktan sonra o havayı çok ama çok özlüyordu. Origi ve Shaqiri ile Barcelona önünde yarı final rövanş maçına bu özgüvenle çıkabilmek tam da Klopp gibi insan ilişkisinde etkili bir isimle gerçekleşebilirdi. Sezonun ikinci yarısı itibarıyla sallantıda giden kaleci Alisson’un tıpkı ilk aylarındaki haline geri dönmesi Liverpool için atlanmaması gereken unsur oldu. İlk maçı tek başına kazanan Messi’nin bu kez kayıplara karışması Liverpool’un hatalarını telafi etmesi bakımından da önem arz ediyor. Maçta oynayamayan Salah’ın tişörtüyle verdiği destek dahi takımın ne kadar pes etmeyen bir hale büründüğünü gözler önüne seriyor. Onun için de yeni bir fırsat doğmuş oldu böylece. Üstelik bu kez karşı takımda Sergio Ramos da olmayacak ve Liverpool’un kalecisi de Karius değil.

Tottenham’dan cevap

Liverpool – Barcelona sınavının ardından gözler Hollanda’ya çevrildiğinde bu kez izleyiciler Ajax’ı merak ediyordu. Yakaladığı yeni yetenekli jenerasyonu ile zaten buraya kadar gelmesi dahi büyük bir iş olan Amsterdam ekibinin deplasmandaki 1-0’lık galibiyeti 1996’dan sonraki ilk final anlamını taşıma yolunda büyük avantajdı. Nitekim o gençler maça da iyi başladı ve 2-0’la kapattı devreyi. Tottenham Hotspur’a 45 dakikada 3 gol gerekiyordu. Arjantinli menajer Mauricio Pochettino’nun eli yaşanan sakatlıklar ve alternatifsizlikler nedeniyle pek de güçlü sayılmazdı. Kurtarıcı saha içindeydi. Kulübün 31 Ocak 2018’de takıma kattığı ve şu ana kadarki son transferi olan Lucas Moura peş peşe gollerle dengeyi sağladı. İngiliz ekibi için artık sadece bir gol lazımdı. Ajax, konuk ekibin umutlarını yıkmak için denemeyi sürdürdü ama bu kez de Lloris tecrübesiyle geçit vermedi. Vazgeçmeyen Tottenham tıpkı vazgeçmeyenlere has dakikalarda, 90+6’da hat-trick’i tamamlayan Lucas’ın armağanı ile tarihinde ilk kez finale kalmayı başardı. Yeni stat yapımı nedeniyle iki transfer döneminde bütçe alamayan, sezon boyunca hamle oyuncularının eksikliğini hisseden ve Kane başta olmak üzere eldeki bazı isimleri de sakatlığa kurban veren Pochettino’nun maç sonundaki gözyaşları ve sevinci görülmeye değerdi. En çok o hak etti belki de.


Şampiyonlar Ligi’nde geri dönüşlerin sezonunu yaşıyoruz. Vazgeçmeyenler, formalarında taşıdığı o ruhla yıllar boyu unutamayacağımız “Süpermen’liklere” imza attılar. Finalde iki İngiliz ekibi bizlere nasıl bir heyecan yaşatacak, merakla bekliyoruz. Yıllarca buraları zorlayan ve yine bu sezon da hüsranı yaşayan PSG ve Manchester City’nin hala satın alamadığı değerler de bunlar olsa gerek…

30 Nisan 2019 Salı

Porto'dan geleceğe adım


UEFA Gençlik Ligi'nde şampiyon Porto oldu. Portekiz ekibi, final mücadelesinde bu kupayı daha önce iki kez müzesine götüren ve üst üste ikinci finalini oynayan İngiliz ekibi Chelsea'yi 3-1 mağlup ederek tarihinde ilk kez bu kupada mutlu sona ulaştı. Porto'nun gençlerine zaferi getiren golleri 17. dakikada Fabio Vieira, 55. dakikada Diogo Queiros ve 75. dakikada Afonso Sousa kaydetti. 2015 ve 2016'da şampiyonluk yaşayan ve Barcelona ile birlikte organizasyonun en çok kazanan takımı olan Chelsea'nin tek sayısı ise 53. dakikada Daishawn Redan'dan geldi.

24 Mart 2019 Pazar

Aslolan (mı) Galatasaray?


"Galatasaray'da mutluluk hemen ardından gelecek mutsuzluğun habercisidir, mutluluk cezasız kalmaz" derler. Evet gözün aydın Galatasaray camiası nur topu gibi yeni bir kaosun oldu!

Galatasaray'ın dünkü mali genel kurulunda Başkan Mustafa Cengiz ve yönetiminin ikinci dönemi mali açıdan ibra edilmesine karşın, tartışmalı bir oylama sonucunda idari yönden ibra edilmedi. Şu an için aktarılan duruma göre 1 ay içinde seçim kararı alınmak zorunda. Cengiz ve ekibi ise kararı mahkemeye taşımayı planlıyor.

2011'de Adnan Polat'a yönelik harekete geçen kafa yine hortlamış vaziyette. Bu kez daha farklı bir haliyle karşımıza çıktı bu zihniyet. Israrla yapılmak istenen Liseli-Lisesiz ayrımından ziyade ortada çıkarcı bir anlayış problemi var. Okul'un kurumsal yapısına saygımız sonsuz kesinlikle. Burada sorunun kaynağı o ekolden yetişen ve doğal olarak "fikri hür" olması gereken kimi üyelerin bir takım yönlendirmelerle bu kararı alıyor olması. Galatasaray'da Cengiz dönemiyle önemli sorunlar aşılmak üzereyken, UEFA'ya karşı CAS'ta kritik bir sınavdan başarıyla çıkılmışken yaşananlar tam da o zihniyetin ürünü mutlaka. Aynı kişiler kulüp zor durumdayken seçimlerde ortalıkta gözükmezken şimdi sahadaki durumun da iyi olmasıyla birlikte akbaba misali üşüşmeye başladılar. Bazı şeyler hiç ama hiç değişmiyor.

Mustafa Cengiz yönetimini muhakkak çeşitli yönleriyle eleştirmek mümkün. Transfer politikası akla gelen ilk sorunmuş gibi görünüyor. Bunun yanında yönetimden çeşitli isimlerin iletişim biçimlerinin, demeçlerinin de sorunlu tarafları olduğu açıktı. Yine de bunun "çözümü" böyle olmamalıydı. Mustafa Cengiz, kulübün sıkıntılı döneminde önceki başkan Dursun Özbek'in yaptığı baskın seçim oyununu bozmuş ve göreve gelmişti. Gösterdiği fedakarlıkları mayıs ayında da tekrar taçlandırmıştı. Sarı Kırmızılı ekip bayağıdır istikrarsız bir çizgide gidiyordu. Bu yönetimle bir sakinlik ortamı sağlanmıştı. Üstelik ligde de şu an MBFK'nin 6 puan arkasında takibini sürdüren bir futbol takımı söz konusu idi.

Tam da böyle bir ortamda alınan bu karar Galatasaray için mi alındı, insan şüphe duyuyor. Kendi ayaklarına sıkmaktan artık ayaklarını kaybetme noktasına gelen bir çınardan bahsediyoruz. Özellikle dün gece sosyal mecralarda dolaşan o genç üyelerin fotoğrafı taraftarı en çok yaralayan kareydi. İbra etmeyebilirsiniz ancak o pozdaki haller teker teker bir zaferi işaret ediyordu. Peki bu zaferi kime karşı kazandılar? Galatasaray kaybedecek oysa.

8 yıl önce sosyal medya böyle kuvvetli değildi. Galatasaray taraftarı anında tepkisini ortaya koydu. Yaşanan bu utanç, belki şimdi değil ama ilerisi için mutlaka bir kırılma noktası olacak. Artık ciddi ciddi çıkarcılığın ve Galatasaray üzerinden beslenmenin önünü kesecek bir düzenleme yapılmalı.

Kulüp Üyesi Süleyman Murat Kutlu, dün sonucun ilan edilmesinden sonra kısa ve öz bir beyanda bulundu: "Başkanım, ne mali ne idari hiçbir usulsüzlük yapmadınız. Bugün sizi ibra etmeyenler, bunun vebalini ömür boyu taşıyacaklar."
https://twitter.com/CimbomTV_/status/1109557462510829574
Evet Galatasaray ilerleyen süreçte derin yaralar almaya başlarsa eğer işte onun vebali sözü edilen çıkarcıların üstünde olacak. Ama birilerine inat bu kulüpte Avrupa hayalleri taşıyan başkanlar ve teknik direktörler yerlerinde olmaya devam edecek.

Hagi, Adnan Polat, Hamza Hamzaoğlu, Fatih Terim ve şimdi de Mustafa Cengiz... Kalp kırmak bu kulüpte bir alışkanlığa dönmemeli.