23 Temmuz 2018 Pazartesi

Arınma...


2006'daki şike skandalı Juventus'u Serie B'ye yollarken, alt ligdeki bir yıllık çilenin ardından gelen dönüş ise kulübün 5 yıllık toparlanma sürecini başlatmıştı. 2012'den bugüne kadar uzanan üst üste 7 lig şampiyonluğu hegemonyası ise Juve'nin Çizme'deki yeni krallığını ilan ediyor. Lakin kulüp için geçmişin izlerini silmek kolay değildi. İlk adım delle Alpi ve Torino Olimpiyat yıllarını geride bırakıp tamamen takımın havasını taşıyan bir stadyuma geçmekti. 2011'de açılan Juventus Stadyumu şimdiye dek hep lig şampiyonluğu görmesiyle hem uğurlu geldi hem de siyah beyazlılara önemli bir gelir kapısı sağladı. Juventus arınmaya devam ediyordu. Ocak 2017'de kulüp çok radikal bir kararı ilan etti ve amblemini değiştirdi. Futbol kulüplerindeki klasik kalkan tarzı bir kenara bırakılıp sadece baş harften oluşan minimal bir tasarım yerini aldı. Başkan Agnelli bu değişimi "Yeni logo Juventus hayat tarzının yeni sembolü olacak" biçiminde yorumlamıştı. Evet, Juventus bu iddialı hamle ile sadece bir kulüp olmadığını, bir marka olduğunu ve markaya özgü bir sembolle yola devam edeceğinin mesajını veriyordu bir yandan da. Bu tazeliklere rağmen camianın özlemle beklediği Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu bir türlü gelmiyordu. Gerçi 2015 ve 2017'de final oynamak bu durumda bile iyi bir başarı sayılabilirdi. Ancak Juventus'tan söz ediyoruz. Artık final "loser"ı olarak anılmak istemiyordu. Çözüm kadroya bir "winner" katmaktan geçiyordu ki bu da kariyerinde 5 kez Şampiyonlar Ligi kazanmış olan Cristiano Ronaldo'dan başkası olamazdı. Dünya futbol tarihinin en büyük futbolcusu, İtalya'nın en iyi takımındaydı. Arınmanın üçüncü safhası...

Ronaldo, 2009'da katıldığı Real Madrid ile özellikle ortaya koyduğu akılalmaz istatistikler sayesinde rekorları kırıp geçti. Tarihi kendi kalemi ile yazdı adeta. İspanyol ekibinin forması altında yerelde olmasa da Şampiyonlar Ligi'nde yaptıkları ve elde ettiği 4 kupa sevinci onun ne kadar büyük bir isim olduğunun ilanıydı. Zaten ülkesini sırtlayıp EURO 2016'da mutlu sona ulaşmayı başarması kendisini artık önemli bir yere de koydu. Bu parlak karelere rağmen oynadığı kulüp Real'di. Madrid ekibi, taraftarı ve yönetimi ile dünyanın en zor takımı kesinlikle. Sezona "durgun" başlayan bir Cristiano Ronaldo seyirciler tarafından yuhalanma lüksü ile karşı karşıya kalabiliyordu. Ayrıca İspanya'daki vergi soruşturmaları da Portekizli yıldızın sürekli başını ağrıtan bir başka etkendi. Onun adına da bir arınma vaktiydi belki de...

3 Nisan 2018'de, Juventus'un ilk arınma hamlesi olan adreste izleyiciler sanatsal bir gole tanık oldu. Real'in 3-0 kazandığı Şampiyonlar Ligi çeyrek final ilk maçında Ronaldo, attığı tarifsiz röveşata golüyle tüm stadın alkışını alıyor ve esasında bir aşkın da kıvılcımları orada doğuyordu. İki taraf da birbirine ihtiyacının olduğu bir anda kavuştular. Zaten Ronaldo ile sadece Juventus'un ilgilenmiş olması bunun kanıtı.

Transferin Serie A boyutuna da değinmek gerekiyor. 90'lı yıllarda dünya yıldızlarının evi olma hakimiyetini milenyum itibarıyla Premier League'e kaptıran lig için bu hamle sıradaki yeni yıldızların müjdecisi olur mu göreceğiz. Avrupa'nın "salaş ama lezzetli" arenası için güzel günlerin başlangıcı bir dönem dışladığı en başarılı kulübü Juventus ile olacak gibi görünüyor.

Yeni sezonda herkes bu birlikteliğin neler getireceğini bekliyor. Beklentiler arasından en büyüğü şüphesiz Avrupa'nın zirvesine çıkmak. Ronaldo yeni bir meydan okumaya futbola başladığı ilk günkü gibi hazır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder