11 Ağustos 2016 Perşembe

Bir 'Barça' elveda...


Futbol tutkunlarının kendi ülkeleri dışındaki takımları da desteklemeleri görülebilen bir adet. Bunun altındaki en temel sebep daha kaliteli, daha "futbolsu" oyunlar izleyip memnun olma amacı. Peki tutulan takımları değiştirmek ne kadar doğru görülür futbol aleminde? En kabaca "döneklik" denir. Maalesef. Peki o arma artık taraftarına aynı tadı vermiyorsa? Destekleme sebeplerinden adım adım uzaklaşmışsa? Zorla devam edilecek değil ya!

Tanıl Bora, "Nasıl Gençlerli Oldum" adlı klasikleşmiş yazısında Galatasaray taraftarlığından Gençlerbirliği taraftarlığına "dönüşünü" çok güzel anlatır. Bilen bilir. Merak edenler için;
http://www.gencler.org/okumalik.php?id=11
Yazıdaki şu cümleler de benim derdimi biraz olsun anlatır; ""Takım değiştirme"nin pespâyece bir şey olduğunu düşünen futbolsever dostlarım, oligarşi-içi bir transfer yapmadığım için durumumu hoşgörüyorlar ama yine de biraz şüpheyle bakıyorlar."

Benim Avrupa'da fazlası ile takım tuttuğum malum. Listeyi sayalım; İngiltere'den Liverpool; İtalya'dan Juventus; İspanya'dan Barcelona; Fransa'dan Lyon; İzlanda'dan Stjarnan; Almanya'dan Freiburg; Çek Cumhuriyeti'nden Mlada Boleslav...
Fazlaymış gibi hissedebilirsiniz. Ancak oyunu gerçekten sevince ve bir de günümüzün imkanları arttıkça tuttuğunuz takım sayısı bollaşabiliyor. Socrates'in Temmuz 2016 sayısında da Onur Erdem benzer noktaya temas ediyor.

Şimdi tekrar Bora'nın bahsettiği oligarşi dışı dönüşe gelelim. Takımlarımın ilk üçü elit, fazla kodaman. Onlardan da Barcelona, yani taraftarca söylersek Barça ise bu işin daha çok abartanı. Evet yıllar süren, adım adım gelen son, kapıya dayandı. Artık Barcelona'da o eski havayı, o özlediğim tadı bulamıyorum. Sebepleri çok; son dönemdeki vergi haberleri, 3 haneli paralar, istatistik zehirlenmesi, reklamlı forma, yapaylaşma. Bunlar için sevmemiştim. Çok değil 10-15 sene önce beğenip tutmaya başlarken çok ama çok farklı, özel bir havası vardı Barcelona'nın. Artık veda vakti...

Diğer takımlarda bunlar yok mu? Var. Ama Barcelona böyle değildi en azından.

İspanya'yı boş bırakmak da istemiyorum bir yandan. Uzun bir süredir "yükselenim" olan Valencia artık yeni adresim diyebilirim. Tabi bunun da nedenleri çok; Hayatımda tv'den naklen izlediğim ilk Şampiyonlar Ligi Finali'nin (2001) taraflarından birisi olması, Benitez'e olan hayranlığımın etkisi, mütevazı kadrosu, iyi ama süper olmayan oyuncuları. Öte yandan çok da kötü olmayıp bir başarı potansiyelini taşıması. Evet Avrupa'da bir takım tutuyorsak çile çekmeye gerek yok. Biraz da kupalara aday olsun açıkçası. Doğruya doğru.













Geçen sezonki 12.'lik sebebiyle Yarasalar bu sezon sadece İspanya sınırları içinde kalacak. Elbette bu durum çok uzun sürmez. Ligi artık daha başka bir heyecanla bekleyeceğim.

Son dönemin geleneği, özellikle transfer dedikodularında sıkça gördüğümüz bir "kanıtı" da ekleyelim buraya; Instagram takibi.


E artık hayırlara vesile olsun. :) Barça'dan geriye kalan tek iz, çantam olacak. O da kalsın öyle...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder