19 Şubat 2015 Perşembe

#NuhKöklü


Salı günü Kadıköy'de kartopu oynarken bir esnaf tarafından dükkanının vitrinine kartopu geldiği için bıçaklanarak öldürülen gazeteci Nuh Köklü aynı zamanda Karşı Lig'de Forza Yeldeğirmeni takımının kalecisiydi. Galeano'ya kulak verelim:

"Ona file bekçisi dendiği de olur. Aslında kader kurbanı, mahkum ya da şamar oğlanı da denebilirdi. Onun bastığı yerde bir daha çim çıkmadığı söylenir. O yapayalnızdır. Oyunu hep uzaktan izler. Hedef mekandan ayrılmaksızın üç direğin arasında idamını bekler. Eskiden hakem gibi siyahlara bürünürlerdi. Artık hakemler kara karga kıyafetiyle çıkmıyorlar sahaya, kaleciler de renkli fantezilerle süslüyorlar yalnızlıklarını.
O gol atmaz. Onun varoluş nedeni gol atılmasını engellemektir. Gol futbolun bayramıdır, golcü mutluluklar yaratır; kaleci ise bozguncudur, oyunbozandır.
Sırtında bir numaralı formayı taşır. İlk ödüllendirilen asla o olmaz. O her zaman ilk suçludur. Kaleci her zaman suçludur.Suçlu olmasa da fatura ona çıkarılır. Oyunculardan biri dokuz kusurlu hareketten birini yaptığında ceza yine ona verilir: Bomboş alanın ortasında, celladıyla baş başa kalır. Takımlarının kötü olduğu günlerde de kabak onun başına patlar, şut sağanağı altında başkalarının günahlarını çekerler.
Öbür futbolcular bir ya da birkaç kez affedilmez, hata yapabilirler;ama her zaman milimetrik bir pasla, güzel bir çalımla ya da isabetli bir şutla kendilerini affettirebilirler. Onun böyle bir olanağı yoktur. Seyirci kaleciyi affetmez. Yanlış mı çıktı? Bacak arası mı yedi? Top elinden mi kaydı? Çelik parmaklar pamuğa mı dönüştü? Kaleci bir tek hatasıyla bir maçı mahvedebilir, bir şampiyona onun bir yanlışıyla kaybedilebilir. İşte o zaman seyirci kitlesi onun tüm başarılarını bir anda unutuverir ve onu günah keçisi olarak ilan eder. Kara talihi ömrünün sonuna dek onu terk etmeyecektir."


Eduardo Galeano - Gölgede ve Güneşte Futbol

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder