7 Ağustos 2020 Cuma

Tek Top #1 | Fatih Hoca'ya...


Sevgili Hocam bunu sizinle büyüyen ve sizi çok seven bir Galatasaraylı'nın açık mektubu olarak görün.

Başarılarınızı tekrar dökmeye gerek var mı? Hayır. Diğerlerinin hayal bile edemediği güzellikleri yaşadık sizinle. Lakin beni ve birçoğumuzu etkileyen en büyük özelliğiniz hadiselere karşı tavizsiz duruşunuzdur. Adaletin olduğu yerde hep siz vardınız çünkü. 2005'te İsviçre maçı esnasında size arka çıkanlar, cezalar açıklanınca sizi sorumlu tuttular. Kabadayı diye damgaladılar. 2017'de, bugün esamesi okunmayan bir zırto kebapçı "futbol efsanesi" ilan edilirken biz size güvendik. Siz de oradan dibi görüp sadece 10 ay gibi bir sürede Şampiyonlar Ligi'nin kapısını "knock knock"ladınız. Çünkü Terim'siniz. Hem o yıl hem de önceki sene Avrupa Şampiyonası'nda size türlü ayak kaydırma olaylarının başrolünde olan bir "irini" alıp tekrar sokuyorsunuz içimize. Açık açık özür dilemediği halde, ağzını yayarak size diklenen biri, elinizi öptü diye hem de... Ferasetinize güvenmiştim.

Size saygısızlık asla aklımın ucundan geçmez. Sizi çok sevenler olarak, size sahte sevgi duyan biatçıların tersine biraz olsun eleştiriyi hak görün. Ne düşünüyorsak ne söylüyorsak hepsi iyiliğiniz için. İrin, virüs ne dersek. Bir girdi mi orada huzur kalmaz. İnşallah yanılan biz oluruz. Zorlu süreçte Galatasarayımıza ve size bir şey olmasın yeter ki. Ama kusura bakmayın bu hamlenin savunulacak bir tarafı yok ve bugün itibarıyla söz konusu şahıs üzerinde ileride doğabilecek sorunlara karşı savunma pozisyonunda olmayacağım. Tek dileğim ilerde malum kişi üzerinden doğabilecek sıkıntılarda sizinle olan birlikteliğimizin yine kopmaması. Yönetimin açıklamalarına bakın, faturayı şimdiden size bıraktılar. Allah yardımcınız olsun.

Sizi seven, sayan ama bugünlük size kırılan bir Galatasaraylı...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder